Alanya'dan Altınbeşik Mağarası Turu

• Otellereden Alınış
• Yol üzerindeki defne, lemurun ve kekik tarlalarında içecek ve fotoğraf molası.
• 1200 metre rakımdan Yeşil Kanyon’un oymapınar barajının panoramik manzarası için fotoğraf molası.
• Yörük köyü ve tarihi cami ziyareti
• Toros Dağları vadilerindeki Ürünlü Köyü'nin Rehber eşliğinde gezilmesi ve köy merkezine bir kahve de molası.
• İbradı’da ki Ormana köyünde bulunan Düğmeli Evler'in ziyareti.
• Tarihi taş sokaklarda ve ev içlerinde keşif turu.
• Köydeki tarihi evlere girilip mimarinin incelenmesi.
• Altınbeşik Milli Parkı gezisi.
• Anıtsal kestane ağacı altında fotoğraf molası
• Rafting botları ile Altınbeşik mağarası turu
• Ormana köyündeki yöresel lezzetleri tadabileceğiniz açık büfe öğle yemeği.
• Altınbeşik Milli Parkı'nda yürüyüş.
• Tarihi antik kent kalıntılarının ziyareti
• Sarıhacılar Köyü’nü ziyareti. Yerel halk ile tanışma
• 650 yıllık Osmanlı Camisi’nin ziyareti.
• Otellere Dönüş

Altın Beşik Mağarası

Son yıllarda çok fazla ilgi gören mağara, konum ve yapısal özellikleri ile diğer mağaralardan ayrılıyor. Mağara çevresindeki doğanın zenginlik ve mağaranın içinde buluna göller ile ziyaretçilere farklı bir mağara deneyimi yaşatıyor.

Altınbeşik mağarası dünyanın en büyük üçüncü yeraltı gölü mağarasıdır. Türkiye’nin en büyük göl mağarasıdır. Hala tamamı keşfedilmemiş mağara içinde birçok doğal güzellik barındırıyor. 1994 yılında halka açılan mağara, günün belirli saatlerinde gezilebilir.

Çam ormanlarına arasına gizlenmiş, turkuaz renkli suyu, yemyeşil doğası ve kuş sesleri ile Altınbeşik mağarası Antalya’nın en gözde doğal güzelliklerinden biridir.

Altınbeşik Mağarası Nasıl Oluşmuştur?

Jeolojik araştırmalara göre mağara 70 milyon yıl önceki kretase döneminde (tebeşir dönemi) yaşlı masif kireç taşlarının kırılması ile oluşmuştur. Bu kırılmalar 90km uzaklıktaki Beyşehir gölünün yer altı sularının civardaki derin vadilere ve büyük faylara akması ve aktif jeolojik fay hareketleri ile gerçekleşmiştir.

Büyük Düden, Oruç Düdeni, Feyzullah Düdeninden gelen sular Altınbeşik Mağarası aracılığı ile Manavgat Nehrine ulaştırılır. Mağara halen yarı aktiftir.

Altınbeşik Mağarasının Özellikleri.

Mağaranın uzunluğunun 50 km olduğu düşünülüyor. Henüz sadece ilk 5.5 kilometrelik kısmı keşfedilmiştir. Keşfedilen bu kısımda farklı boyutlarda 20 adet gölcük bulunur. Genel ziyaretçiler için kollar dahil 200 metrelik bölümü gezi için uygundur.

Yapısı üç katlı mağara sistemindedir.

• İlk seviye: Mağaraya kanolar aracılığı ile sudan girilen bölümüdür. Bu bölümde 15 metre derinliğinde ve 125 metre uzunluğunda bir göl bulunur. Bu gölün ortasında doğal olarak oluşmuş bir köprü vardır. Bu bölüm sürekli sularla kaplıdır ve 200 metre uzunluğundadır. Sürekli su bulunmasından ötürü tavan ve duvarlarda sarkıtlar oluşmuştur. 44 metrelik dik travertenler ile ilk seviye sonlanır. Ardından mağara üç kola ayrılarak devam eder.
• İkinci Seviye: Dere yataklarından oluşmaktadır. Bu oluşumlar halen devam etmektedir. Bu bölümdeki su miktarı ve su debisi kış ve bahar aylarında artar. Bu aylarda bazı bölümler tamamen suyla dolar. İçerideki kum ve çakıl birikimlerinden kış aylarındaki su aktivitesi anlaşılabiliyor. Sadece yaz ve sonbahar aylarında ziyaret edilebilir.
• Üçüncü Seviye: Bu bölüm aktif değildir. Su ve nem bulunmaz. Tabanında çok büyük kaya blokları ve dikitler tavanda ise sarkıtlar bulunur. Bu bölüm aktifliğini yitirmiştir.

Sıcaklığı yaz kış stabildir ve 16 °C’dir. Ortalama nem oranı ise %61 civarındadır. Kışın çoğalan su miktarı yüzünden mağara tamamen su ile dolmaktadır. Kışın ve Baharın ilk aylarında ziyaret edilmesi mümkün değildir.

Fauna: İçinde çeşitli yarasa türleri ve güvercinler yaşamaktadır. Herhangi bir endemik türe rastlanamamıştır. Civarda Akdeniz ikliminin doğal türleri olan yaban keçileri, yaban domuzları, tilki, kınalı keklik ve üveylik gibi canlılar vardır. Göl suyu balıkların yaşayamayacağı kadar tuzludur.

Altınbeşik Mağarası Nerededir?

Antalya’nın batı bölümündeki Akseki ilçesinin Toros dağlarında bulunur. Aynı isimdeki Altınbeşik Milli Parkı’nın içindedir. Akseki ilçesinin İbradı beldesine 12km uzaklıktadır. İbradı’dan 7km boyunca Ürünlü köyüne kadar olan yollar topraktır. Fakat düzgündür. İbradı köyünden sonraki 5km’lik yol ise nispeten daha bozuktur.

Alanya’ya 130km uzaklıkta bulunur. Alanya’dan Altınbeşik mağarasına gitmek ortalama 2.5-3 saat sürer.

Altınbeşik Milli Parkı

İsmini milli park içindeki Altınbeşik tepesinden alır. Derin ve dik Manavgat vadisinin batı yamacındadır. Gölleri, mağaraları, etkileyici kuş bakışı manzarası ve zengin bitki örtüsü sebebi ile son yıllarda çok fazla ziyaretçi bu milli parka geliyor.

Antalya’da doğa yürüyüşü yapabileceğiniz en güzel yerdir.

Floristik Yapı: Akdeniz’in bitki örtüsü olan maki ve kızıl çam ormanlarından oluşur. Sedir ağacı, sarnıç ağacı ve kermes meşesi gibi türler de orman içine yayılmıştır. Etrafta farklı renklerde ve kokularda birçok çiçek görebilirsiniz. Literatür kaynakları milli park içinde 60 endemik tür olduğunu gösteriyor. Toplamda 600 civarı bitki çeşidini barındırır.

Milli Park Tesisleri: Milli park içinde ekoturizm gözetilerek yapılmış birçok tesis bulunur. Parkta yürüyüş parkurları, spor alanları, kafeteryalar, çardaklar bulunmaktadır. Tesis belediye tarafından işletilmektedir. Dolayısı ile fiyatlar oldukça makul kalite ise yüksektir.

Mağara ve çevresindeki bölge, iklim yapısının uygun olmasından ötürü birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Alanya’dan Altınbeşik mağarası gezisi sırasında bu eski yerleşim yerlerini de görme fırsatınız olacak.

İbradı Hakkında

İbradı, eski ticaret yolu üzerinde olması ve iklim şartlarının yaşamaya elverişli olması sebebi ile geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kendine özgü doğası ve tarih mirasları ile görülmeye değer bir bölgedir.

İbradının Tarihi

Bilinen en eski yerleşim yeri bundan 2200 yıl önce psidya döneminde kurulmuştur.

Kireçtaşı tepelerinin üzerine kurulmuş bu şehir tarih boyunca istila etmek isteyen güçlere karşı kendini korumuştur. Likya kralının ölümünden sonra antik roma uygarlığına bağlanmıştır. Roma döneminde kentleşme hızı artmıştır. Bölge daha sonra Selçuklu devletinin ve Osmanlı imparatorluğunun himayesine girmiştir.

Bölgenin sulak iklim yapısı sebebi ile antik kentler ve tarihi yapılar doğanın gücü ile aşındırılmıştır. Yine de eski medeniyetler izlerini takip edebileceğiniz birçok harabe bulunmaktadır.

İbradı’da Görülmesi Gereken Yerler

Sarıhacılar Ormana Köyü ve Düğmeli Evler

Bölgenin coğrafi özelliklerine uygun olarak inşa edilmiş yapılardır. Yapıldığı dönemin mimari izlerini taşıyan bu evler civar bölgelerdeki mimarilerden farklılığı ile dikkat çekiyor. Yaklaşık 500 yıl önce yapılan bu evler ismini yapımında kullanılan sedir ağacı, katran ağacı ve andız ağaçlarının evin dış cephesindeki uçlarının düğmeye benzemesinden alıyor.

Evlerin yapımında herhangi bir çimento ya da harç kullanılmamış. Ana iskelet tamamen ağaçlar üzerine inşa edilmiş. Civar bölgelerde bu tip mimarinin kullanılmamasına karşın köydeki tüm evlerin aynı mimaride yapılmış olması köyün izole bir kültüre sahip olduğunun en büyük kanıtı olsa gerek.

Bu evlerde yaşam halen sürüyor. Fakat koruma altına alınmışlardır. Bölgede yeni yapıların yapılması yasaklanmıştır. Önceleri tarım ve hayvancılık ile ilgilenen köy halkı şimdilerde daha çok turizm sektörüne hizmet veriyor. Öyle ki köy halkı evlerinin en az bir odasını konaklama için gezginlere tahsis etmiş. Bu köy, yerli ve yabancı gezginlerin son yıllarda konaklama yaptığı doğal yerleşim yerleri içinde ilk sıralarda.

Her yıl köyde Uluslararası sanat festivali düzenleniyor. Festival ağustos ayının son haftası başlayıp eylül ayının ilk haftası sone eriyor. Festivalde köy halkının yöresel lezzetlerini tadabilir ve yöresel hediyelik eşyalarını satın alabilirsiniz.

Taş döşeme sokakları, yöresel yemekleri ve sıcak kanlı halkı ile kendinizi bambaşka bir atmosferde bulacağınızdan emin olun. Günümüzün teknolojisinden ve kültüründen uzak, kendinizi geçmişte bulacağınız bir köy. Eğer hayatınıza kısa bir süre bile olsa huzur ve dinginlik katmak istiyorsanız mutlaka bu köyü ziyaret etmelisiniz.

Köyün girişinde üzerine “Doğdukları yeri unutmayanların beldesi” adlı bir tabela bile var.

Eynif ovası

Yaklaşık 90 bin dönümlük bir ova. Ovadaki yaşam ve canlılar şimdiye dek hiç değişmemiş. Ova da çok sayıda yabani at bulunuyor. Burada yaşayan at soyu bölgeye hastır. Yılkı atları olarak adlandırılır. Eski medeniyetler bu ovada yetişen atları süvari birliklerinde kullanırlarmış. Buradaki atlar halen serbestçe doğada yaşayabiliyor. Gezi sırasında rahatlıkla bu atları görebilirsiniz.

Ayrıca bu ova tarihi ipek yolu üzerinde bulunuyordu. Bu sebeple ovada bazı tarihi yapılar da mevcut. Bunlardan en önemlisi Selçuklu döneminde yapılmış olan “Tol Kervansaray Hanıdır”.

Anıtsal Kestane Ağacı

Türkiye’nin bilinen en yaşlı kestane ağacıdır. Zaman içerisinde anıtsal bir değere ulaşmış olan ağacı her yıl binlerce kişi ziyaret ediyor. En az 1100 yaşında olan ağaç turistlerin mutlaka fotoğraf çekindiği yerlerden birisidir. Ağacın çevresi 18 metredir.

Çukurviran Mezar Anıtı

MS 1. yüzyılda yapılmıştır. Yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş anıt giriş bölümü ve mezarlıklardan oluşur. Anıt harabeleri ve mezar taşlarının şekli o zamanki dönemin aynası niteliğindedir.

Erymna Antik Kenti

Psidya’nın 18 km batısında bulunur. Eski roma döneminde yapılmış bir kenttir. Antik kentin günümüze dek sağlam kalmış çok fazla bölümü bulunmamaktadır. Sadece akropol bölümü sağlamdır. Civardaki diğer tarihi yerlerin ortasında bulunduğu için ziyaret etmeden geçmemenizi öneririz.